Kılıçdaroğlu'na Hapis ve Siyasi Yasak Talebi: "Saray'ın Sopası" Eleştirisi Mahkemeye Taşındı

Cumhuriyet Halk Partisi eski Genel Başkanı kemal kılıçdaroğlu hakkında, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı ve üyelerine yönelik yaptığı eleştiriler nedeniyle dava açıldı. Kılıçdaroğlu'nun, mahkeme üyeleri hakkında "Bunların hiçbiri hakim değil, sadece Saray'ın sopası olma görevini yerine getiriyorlar" şeklindeki sözleri, hakkındaki soruşturmayı tetikledi. Şu an için 4 yıl 1 aya kadar hapis ve siyasi yasak talep ediliyor.

Eski CHP Milletvekili Kadri Enis Berberoğlu, MİT tırlarının görüntülerini Can Dündar’a verdiği iddiasıyla İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yargılanmış ve "devletin güvenliği veya iç ya da dış siyasal yararları bakımından gizli kalması gereken bilgileri siyasal veya askeri casusluk maksadıyla açıklamak" suçundan 25 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Bu karara karşı çıkan dönemin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, mahkeme başkanı ve üyelerini sert bir şekilde eleştirmişti.

Kılıçdaroğlu, avukatı Celal Çelik aracılığıyla yaptığı yazılı savunmada, yaptığı eleştirilerin Anayasa'nın 83. maddesi kapsamında, TBMM çatısı altında gerçekleştirilen bir konuşma olarak değerlendirildiğini belirtti. Savunmada, eleştirilerin kamuoyunu bilgilendirmeye yönelik olduğu, suç unsuru taşımadığı ve eleştirilerin daha önceki TBMM CHP Grup toplantılarında yapılan eleştirilerin tekrarı olduğu ifade edildi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Kılıçdaroğlu'nun kamu görevlilerine yönelik hakaret içeren sözlerinin ifade özgürlüğü veya eleştiri sınırlarını aştığını belirterek, "Zincirleme şekilde Kamu Görevlisine Görevinden Dolayı Alenen Hakaret" suçundan 1 yıl 5 ay 15 günden 4 yıl 1 aya kadar hapis cezası ve siyasi yasak talep etti. Kılıçdaroğlu'nun yasama dokunulmazlığının kaldırılması nedeniyle yargılanması süreci hızlandırılmış durumda.

Kemal Kılıçdaroğlu'nun önümüzdeki günlerde hakim karşısına çıkması bekleniyor. Davanın sonucu, kamu görevlilerine yönelik eleştirilerin ifade özgürlüğü kapsamındaki sınırlarını belirleme açısından önemli bir örnek teşkil edecek. Bu dava, siyaset ve yargı arasındaki etkileşimin ne denli hassas bir konu olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.