İsrail ile İran arasında 13 Haziran’da başlayan savaş, 11. gününde şiddetini artırarak devam ediyor. İsrail'in Tahran’a yönelik gerçekleştirdiği yoğun hava saldırıları, başkenti adeta savaş alanına çevirdi. İsrail hükümetinin bölgede izlediği stratejinin perde arkası ise İsrail Kültür Bakanı Amihai Eliyahu’nun katıldığı bir televizyon programında yaptığı açıklamalarla netlik kazandı. Eliyahu, “İran’daki muhalefeti ayağa kaldırmak için uğraşıyoruz ve onlarla yakın temastayız” ifadeleriyle Tel Aviv yönetiminin savaşın ötesinde iç karışıklık hedeflediğini gözler önüne serdi.Kritik Noktalar Vuruldu
İsrail ordusu, ABD’nin de destek verdiği operasyon kapsamında İran’ın başkenti Tahran’da birçok stratejik noktayı hedef aldı. ABD’nin üç nükleer tesisi vurmasıyla birlikte saldırılar daha da yoğunlaştı. İsrail’in gerçekleştirdiği son saldırılarda, İran Devrim Muhafızları’na ait merkezler, siyasi mahkûmların tutulduğu Evin Hapishanesi ve önemli altyapı tesisleri hedef alındı.İç Karışıklık Stratejisi Gündemde
İsrail’in gerçekleştirdiği saldırılarla sadece askeri hedefleri değil, aynı zamanda iç huzuru bozmayı hedeflediği iddiaları daha önce kamuoyuna yansımıştı. Özellikle hapishanelerin hedef alınmasının mahkûmların firar etmesine zemin hazırlamak ve ülkede iç karışıklık çıkarmak amacı taşıdığı öne sürülmüştü. Elektrik santrallerine yönelik saldırılarla ise Tahran’ın büyük bölümü karanlığa gömülmüş, şehirde kargaşa ortamı oluşmuştu. İsrail Kültür Bakanı Amihai Eliyahu’nun sözleri, bu iddiaları doğrular nitelikte oldu.“Muhalefetle Temas Halindeyiz”
Canlı yayında konuşan Bakan Eliyahu, “İran’daki muhalefeti ayağa kaldırmak için uğraşıyoruz ve onlarla yakın temastayız” diyerek İsrail’in İran iç siyasetini etkileme hedefini açıkça dile getirdi. Bu açıklama, İsrail’in sadece dış saldırılarla değil, aynı zamanda İran’ın iç dinamiklerine yönelik de bir strateji yürüttüğünü ortaya koydu.Savunma Bakanı Katz: Rejim Hedeflerini Vurduk
İsrail Savunma Bakanı İsrael Katz da gün içerisinde yaptığı açıklamada, “İran rejiminin kalbindeki baskıcı birimleri hedef aldık” dedi. Sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı paylaşımda Katz, İran Devrim Muhafızları Ordusu’na bağlı Basij Gücü karargâhı, iç güvenlik birimleri, Evin Hapishanesi ve Filistin Meydanı’nda yer alan “İsrail Yıkımı” saatinin vurulduğunu belirtti. “İsrail iç cephesine atılan her kurşun karşılığında İran diktatörü cezalandırılacak” diyen Katz, saldırıların devam edeceğini vurguladı.Geride Kalan 11 Günde Neler Yaşandı?
İsrail, 13 Haziran’da İran’ın çeşitli kentlerine eş zamanlı olarak geniş çaplı bir saldırı düzenlemişti. Bu saldırılarda İran ordusunun üst düzey yöneticileri ve nükleer bilim insanları hedef alınmış, İran Genelkurmay Başkanı, Devrim Muhafızları Genel Komutanı ve dokuz nükleer bilim insanı yaşamını yitirmişti.İran Sağlık Bakanlığı, 21 Haziran’da yaptığı açıklamada İsrail saldırılarında 430 sivilin hayatını kaybettiğini, yaralı sayısının ise 3 bin 500’ü aştığını duyurdu. Öte yandan, İsrail Başbakanlık Ofisi ise İran’ın misilleme saldırılarında 24 İsrailli’nin öldüğünü, 1272 kişinin yaralandığını bildirdi.Saldırılar, uluslararası kamuoyunda da geniş yankı buldu. Başta Türkiye olmak üzere birçok ülke, İsrail’in gerçekleştirdiği saldırıları kınadı. İsrail hükümetinden gelen son açıklamalar, bölgedeki gerilimin yalnızca askeri değil, siyasi ve toplumsal boyutlarda da derinleştiğini gösteriyor.
İsrail ordusu, ABD’nin de destek verdiği operasyon kapsamında İran’ın başkenti Tahran’da birçok stratejik noktayı hedef aldı. ABD’nin üç nükleer tesisi vurmasıyla birlikte saldırılar daha da yoğunlaştı. İsrail’in gerçekleştirdiği son saldırılarda, İran Devrim Muhafızları’na ait merkezler, siyasi mahkûmların tutulduğu Evin Hapishanesi ve önemli altyapı tesisleri hedef alındı.İç Karışıklık Stratejisi Gündemde
İsrail’in gerçekleştirdiği saldırılarla sadece askeri hedefleri değil, aynı zamanda iç huzuru bozmayı hedeflediği iddiaları daha önce kamuoyuna yansımıştı. Özellikle hapishanelerin hedef alınmasının mahkûmların firar etmesine zemin hazırlamak ve ülkede iç karışıklık çıkarmak amacı taşıdığı öne sürülmüştü. Elektrik santrallerine yönelik saldırılarla ise Tahran’ın büyük bölümü karanlığa gömülmüş, şehirde kargaşa ortamı oluşmuştu. İsrail Kültür Bakanı Amihai Eliyahu’nun sözleri, bu iddiaları doğrular nitelikte oldu.“Muhalefetle Temas Halindeyiz”
Canlı yayında konuşan Bakan Eliyahu, “İran’daki muhalefeti ayağa kaldırmak için uğraşıyoruz ve onlarla yakın temastayız” diyerek İsrail’in İran iç siyasetini etkileme hedefini açıkça dile getirdi. Bu açıklama, İsrail’in sadece dış saldırılarla değil, aynı zamanda İran’ın iç dinamiklerine yönelik de bir strateji yürüttüğünü ortaya koydu.Savunma Bakanı Katz: Rejim Hedeflerini Vurduk
İsrail Savunma Bakanı İsrael Katz da gün içerisinde yaptığı açıklamada, “İran rejiminin kalbindeki baskıcı birimleri hedef aldık” dedi. Sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı paylaşımda Katz, İran Devrim Muhafızları Ordusu’na bağlı Basij Gücü karargâhı, iç güvenlik birimleri, Evin Hapishanesi ve Filistin Meydanı’nda yer alan “İsrail Yıkımı” saatinin vurulduğunu belirtti. “İsrail iç cephesine atılan her kurşun karşılığında İran diktatörü cezalandırılacak” diyen Katz, saldırıların devam edeceğini vurguladı.Geride Kalan 11 Günde Neler Yaşandı?
İsrail, 13 Haziran’da İran’ın çeşitli kentlerine eş zamanlı olarak geniş çaplı bir saldırı düzenlemişti. Bu saldırılarda İran ordusunun üst düzey yöneticileri ve nükleer bilim insanları hedef alınmış, İran Genelkurmay Başkanı, Devrim Muhafızları Genel Komutanı ve dokuz nükleer bilim insanı yaşamını yitirmişti.İran Sağlık Bakanlığı, 21 Haziran’da yaptığı açıklamada İsrail saldırılarında 430 sivilin hayatını kaybettiğini, yaralı sayısının ise 3 bin 500’ü aştığını duyurdu. Öte yandan, İsrail Başbakanlık Ofisi ise İran’ın misilleme saldırılarında 24 İsrailli’nin öldüğünü, 1272 kişinin yaralandığını bildirdi.Saldırılar, uluslararası kamuoyunda da geniş yankı buldu. Başta Türkiye olmak üzere birçok ülke, İsrail’in gerçekleştirdiği saldırıları kınadı. İsrail hükümetinden gelen son açıklamalar, bölgedeki gerilimin yalnızca askeri değil, siyasi ve toplumsal boyutlarda da derinleştiğini gösteriyor.