İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, 31 Mart seçimi öncesi "Sana oy vermem" diyen Mahruze Keleş'i evinde ziyaret etti. İmamoğlu ile Keleş arasında güldüren diyalog kameralara yansıdı.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, 31 mart seçimi öncesi pazarda karşılaştığı "Sen Tayyip Erdoğan'a bağlı değilsen, sana oy yok." diyen Mahruze Keleş'i evinde ziyaret etti. Keleş, "Seni kimse tanımıyordu ha! Benim yüzümden tanıdı!" ifadelerini kullandı.
"BİR DAHA KONUŞSAN 3 SEÇİM KAZANACAĞIM"
İşte o buluşma, 23 Haziran seçimlerinden 44 gün sonra, 6 Ağustos'ta, kahkahalar eşliğinde gerçekleştirildi. Buluşmada, İmamoğlu ve Keleş arasında birbirinden ilginç diyaloglar yaşandı. İmamoğlu, kendisine, "Seni kimse tanımıyordu ha! Benim yüzümden tanıdı!" diyen Keleş'e, şu esprili yanıtı verdi: "Sağ ol, sağ ol, sağ ol ablacığım! Allah razı olsun. Tanıttın bizi, ne yapalım? Biraz daha konuşsan, 3 seçim kazanacağım."
KELEŞ: “SİZ GELECEKSİNİZ DİYE KÖYE GİTMEDİM!”
Mahruze Keleş (M.K.): Ne yapıyorsun? Nasılsın?
Ekrem İmamoğlu (E.İ.): İyiyim, iyiyim.
M.K.: Geçen senelerde hep köye giderdim ama bu sene, siz geleceksiniz, Tayyip Erdoğan gelecek diye gitmedim. Pazarda nasıl karşılaştık öyle.
E.İ.: Ne bileyim, seni mi Allah yolladı bana, beni mi Allah yolladı sana?
M.K.: Seni kimse tanımıyordu ha! Benim yüzümden tanıdı!
E.İ.: Doğru diyor! Onun için diyorum; seni mi Allah yolladı, beni mi Allah yolladı?
M.K.: Valla öyle bir içerden demişim ki, bir değil 2 kere kazandın!
KELEŞ: “YİNE AK PARTİLİYİM HA!”
İMAMOĞLU: “KİME OY VERDİĞİNİN ÖNEMİ YOK!”
Bu sırada Keleş’in eşi Hasan Keleş devreye girip, “Kusuruna bakma” deyince İmamoğlu, “Yok, yok ne kusuru. Nasıl istiyorsa öyle konuşsun” yanıtını verdi. Bundan sonraki diyaloglar şöyle devam etti:
M.K.: Hepimiz kardeşiz. Şu Türkiye hepimizin.
E.İ.: Zaten öyle. Bakma millet bağırıp, çağırıyor işte.
M.K.: He, millet ayrım yapıyor, o başka. Ne yaparsak, kendimize yapıyoruz. Türkiye’nin ilerlemesini istemiyorlar. Siz de aman kurban olayım, hepiniz bir olun. Şu Türkiye’yi geliştirelim.
E.İ.: Başkası bizi ilgilendirmez. Biz, birleşip işimizi yapacağız. Başkasının ne düşündüğü bizi ilgilendirmez.
M.K.: Eee, hayallerin ne şimdi? Gel bakalım. Ben sana kazandırdım. Hayallerin ne?
E.İ.: Tek başına sahibi oldu görüyor musun?
M.K.: Gerçi ben yine AK Partiliyim ha! Onu bile bile geldin!
E.İ.: Beni o zaman da ilgilendirmiyordu, şimdi de ilgilendirmiyor! Kime oy verdiğinin hiçbir önemi yok yani.
M.K.: Tayyip benim başımın tacı. Ona arka olacaksınız.
E.İ.: Şu anda Cumhurbaşkanımız. Yapacak bir şey yok. Ama onun görevi bitti mi başkası baş tacı olacak. Aynı şeyi biz de bekliyoruz ama. Ben iş yapacağım diyelim. Bana destek olunacak.
M.K.: Şimdi İzmir’e bir yol açtı. Görüyorsun, yağ gibi gidiyor. ‘Kılıçadaroğlu oraya da yürüme gitsin’ diyor.
E.İ.: Kılıçdaroğlu’nun emekli parası yetmiyor o yola. Biraz pahalı. Kılıçdaroğlu, “Ben, oradan gitmem” diyor. Senin çok paran varsa gidersin.
M.K.: İnşallah sen de yaparsın, aynı Tayyip gibi çalışırsın.
E.İ.: Aynıyı maynıyı bilmem ama daha iyi yapacağız Allah’ın izniyle.
M.K.: Biz çok memnunuz. İnşallah senden de memnun oluruz.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, 31 mart seçimi öncesi pazarda karşılaştığı "Sen Tayyip Erdoğan'a bağlı değilsen, sana oy yok." diyen Mahruze Keleş'i evinde ziyaret etti. Keleş, "Seni kimse tanımıyordu ha! Benim yüzümden tanıdı!" ifadelerini kullandı.
"BİR DAHA KONUŞSAN 3 SEÇİM KAZANACAĞIM"
İşte o buluşma, 23 Haziran seçimlerinden 44 gün sonra, 6 Ağustos'ta, kahkahalar eşliğinde gerçekleştirildi. Buluşmada, İmamoğlu ve Keleş arasında birbirinden ilginç diyaloglar yaşandı. İmamoğlu, kendisine, "Seni kimse tanımıyordu ha! Benim yüzümden tanıdı!" diyen Keleş'e, şu esprili yanıtı verdi: "Sağ ol, sağ ol, sağ ol ablacığım! Allah razı olsun. Tanıttın bizi, ne yapalım? Biraz daha konuşsan, 3 seçim kazanacağım."
KELEŞ: “SİZ GELECEKSİNİZ DİYE KÖYE GİTMEDİM!”
Mahruze Keleş (M.K.): Ne yapıyorsun? Nasılsın?
Ekrem İmamoğlu (E.İ.): İyiyim, iyiyim.
M.K.: Geçen senelerde hep köye giderdim ama bu sene, siz geleceksiniz, Tayyip Erdoğan gelecek diye gitmedim. Pazarda nasıl karşılaştık öyle.
E.İ.: Ne bileyim, seni mi Allah yolladı bana, beni mi Allah yolladı sana?
M.K.: Seni kimse tanımıyordu ha! Benim yüzümden tanıdı!
E.İ.: Doğru diyor! Onun için diyorum; seni mi Allah yolladı, beni mi Allah yolladı?
M.K.: Valla öyle bir içerden demişim ki, bir değil 2 kere kazandın!
KELEŞ: “YİNE AK PARTİLİYİM HA!”
İMAMOĞLU: “KİME OY VERDİĞİNİN ÖNEMİ YOK!”
Bu sırada Keleş’in eşi Hasan Keleş devreye girip, “Kusuruna bakma” deyince İmamoğlu, “Yok, yok ne kusuru. Nasıl istiyorsa öyle konuşsun” yanıtını verdi. Bundan sonraki diyaloglar şöyle devam etti:
M.K.: Hepimiz kardeşiz. Şu Türkiye hepimizin.
E.İ.: Zaten öyle. Bakma millet bağırıp, çağırıyor işte.
M.K.: He, millet ayrım yapıyor, o başka. Ne yaparsak, kendimize yapıyoruz. Türkiye’nin ilerlemesini istemiyorlar. Siz de aman kurban olayım, hepiniz bir olun. Şu Türkiye’yi geliştirelim.
E.İ.: Başkası bizi ilgilendirmez. Biz, birleşip işimizi yapacağız. Başkasının ne düşündüğü bizi ilgilendirmez.
M.K.: Eee, hayallerin ne şimdi? Gel bakalım. Ben sana kazandırdım. Hayallerin ne?
E.İ.: Tek başına sahibi oldu görüyor musun?
M.K.: Gerçi ben yine AK Partiliyim ha! Onu bile bile geldin!
E.İ.: Beni o zaman da ilgilendirmiyordu, şimdi de ilgilendirmiyor! Kime oy verdiğinin hiçbir önemi yok yani.
M.K.: Tayyip benim başımın tacı. Ona arka olacaksınız.
E.İ.: Şu anda Cumhurbaşkanımız. Yapacak bir şey yok. Ama onun görevi bitti mi başkası baş tacı olacak. Aynı şeyi biz de bekliyoruz ama. Ben iş yapacağım diyelim. Bana destek olunacak.
M.K.: Şimdi İzmir’e bir yol açtı. Görüyorsun, yağ gibi gidiyor. ‘Kılıçadaroğlu oraya da yürüme gitsin’ diyor.
E.İ.: Kılıçdaroğlu’nun emekli parası yetmiyor o yola. Biraz pahalı. Kılıçdaroğlu, “Ben, oradan gitmem” diyor. Senin çok paran varsa gidersin.
M.K.: İnşallah sen de yaparsın, aynı Tayyip gibi çalışırsın.
E.İ.: Aynıyı maynıyı bilmem ama daha iyi yapacağız Allah’ın izniyle.
M.K.: Biz çok memnunuz. İnşallah senden de memnun oluruz.