İsrail’in günlerdir devam eden saldırılarına karşılık veren İran’ın elindeki en önemli kozlardan biri, Hürmüz Boğazı’nı kapatmak olarak değerlendiriliyor. Küresel petrol arzı açısından büyük öneme sahip olan bu boğazdan, günlük yaklaşık 20 milyon varil petrol taşınıyor. Bu miktar, dünya genelindeki petrol arzının yaklaşık dörtte birine denk geliyor. İran’ın Hürmüz Boğazı’nı kapatma ihtimali, petrol fiyatlarının varil başına 100 doları aşabileceği endişesini beraberinde getiriyor.İsrail ile İran arasındaki çatışmalar giderek şiddetlenirken, küresel piyasalarda şu ana kadar belirgin bir dalgalanma yaşanmadı. Ancak uzmanlara göre bu durum geçici bir sakinlik olarak değerlendiriliyor. Özellikle Hürmüz Boğazı’nda meydana gelebilecek olası bir kriz, finansal piyasalarda ciddi sarsıntılara neden olabilir.İran ile Umman arasında bulunan ve Basra Körfezi’ni açık denizlere bağlayan Hürmüz Boğazı, dünyanın en kritik enerji geçiş noktalarından biri olarak kabul ediliyor. ABD Enerji Enformasyon Dairesi’nin verilerine göre, her gün yaklaşık 20 milyon varil ham petrol bu dar geçitten taşınıyor. Bu da Hürmüz’ün, küresel enerji güvenliği açısından ne denli stratejik bir öneme sahip olduğunu gösteriyor.Çatışmaların başladığı ilk günlerde petrol fiyatları yükseliş göstererek varil başına 78 dolara kadar ulaştı. Batılı medya kuruluşlarına konuşan uzmanlar, İran’ın boğazı kapatması durumunda bu fiyatın 100 doların üzerine çıkabileceğini ifade ediyor. Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) tarafından yayımlanan son raporda da, dünya petrol arzının yaklaşık dörtte birinin Hürmüz Boğazı üzerinden gerçekleştiği belirtilerek, bu geçişin kısa süreliğine bile durmasının küresel petrol ve doğalgaz piyasalarında büyük dalgalanmalara yol açacağı uyarısı yapıldı.Öte yandan, dün brent tipi ham petrolün yüzde 1,35 oranında düşüşle 73,23 dolara gerilediği bildirildi. Ancak bu düşüşün, çatışmaların daha da büyümeyeceği varsayımına dayandığı ifade ediliyor. RBC Capital Markets analistleri, İran’ın Hürmüz Boğazı’nı uzun süre boyunca kapalı tutmasının zor olduğunu belirtse de, çatışmaların petrol ve doğalgaz altyapısını hedef alması halinde piyasalarda ciddi bir sarsıntının kaçınılmaz olduğunu dile getiriyor.Analizlere göre, gaz tesisleri, petrol depoları ve rafinerilere yönelik saldırıların artması, enerji sektörünü doğrudan hedef haline getiriyor. Bu durumun sürmesi halinde enerji tedarik zincirlerinde büyük kesintiler yaşanabileceği değerlendiriliyor.
