Eski İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad'dan Şok İddia: "MOSSAD Ajanı Kendi Birimimizde!"

İsrail'in Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ı suikastla öldürmesinin ardından, eski İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad'dan çarpıcı bir açıklama geldi. Ahmedinejad, "İsrail'e karşı koyma birimi kurduk ve bu birimin başındaki kişi MOSSAD ajanı çıktı." diyerek, İran'daki casusluk iddialarını gündeme taşıdı.

İsrail ordusu, 27 Eylül'de gerçekleştirdiği hava saldırısında Hasan Nasrallah'ı öldürdü. Bu suikast, dünya genelinde geniş yankı uyandırırken, İran içindeki güvenlik meseleleri ve casusluk skandalları da tartışılmaya başlandı. Ahmedinejad, İsrail'in bu tür eylemlerinin arkasında istihbarat sızmalarının olduğunu öne sürdü.

Açıklamasında, "İsrail'e karşı oluşturduğumuz birimdeki bazı kişilerin, özellikle lider pozisyonundaki bireyin, MOSSAD ajanı olduğunu öğrendik." ifadelerini kullanan Ahmedinejad, İran hükümetinin bu tür durumlarla yüzleşme yeteneği hakkında endişelerini dile getirdi.

Ahmedinejad'ın iddiaları, İran'da güvenlik mekanizmalarının zayıfladığına dair kaygıları artırdı. Ülkedeki istihbarat birimlerinin içindeki sızmaların ciddiyeti, İran'ın ulusal güvenliğini tehdit edebilir. Bu durum, Ahmedinejad'ın muhalefeti döneminde de dile getirilen bir endişeydi ve mevcut hükümet için önemli bir eleştiri unsuru olarak öne çıkıyor.

Hizbullah ile İsrail ordusu arasındaki gerilim, 8 Ekim 2023'ten bu yana sürüyor. 23 Eylül'de gerçekleştirilen hava saldırılarının ardından, Lübnan'da büyük bir yıkım yaşandı. Lübnan makamları, 17 Eylül'den bu yana 104'ü çocuk, 194'ü kadın olmak üzere toplam 1052 kişinin hayatını kaybettiğini bildirdi.

Hizbullah, İsrail'in saldırılarına roket ve füze ile karşılık verirken, bu çatışmalar bölgedeki istikrarsızlığın artmasına neden oldu. İsrail, özellikle askeri üslerini hedef alan roket saldırılarında büyük hasar görmediğini açıklasa da, bölgedeki insan hareketliliği ve insani durum son derece kritik bir hal aldı.

İsrail bombardımanları nedeniyle 150 bine yakın Lübnanlı yerinden oldu. Güney Lübnan'dan Beyrut'a ve kuzeye doğru büyük bir göç dalgası yaşanırken, on binlerce kişinin de Suriye'ye kaçtığı bildiriliyor. Bu durum, insani krizlerin derinleşmesine ve bölgedeki güvenlik sorunlarının daha da karmaşıklaşmasına neden oluyor.

Mahmud Ahmedinejad'ın bu çarpıcı açıklamaları, İran içindeki güvenlik tartışmalarını alevlendirmişken, ülkenin ulusal güvenliği üzerindeki istihbarat sızmaları konusundaki endişeleri de artırdı. Bu gelişmeler, İran ve İsrail arasındaki çatışmanın ne kadar karmaşık bir yapıya sahip olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Her iki tarafın da yürüttüğü istihbarat savaşları, gelecekte daha fazla sürpriz ve gerilim doğurabilir.