Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, güvenli bölge konusunda maddi ve lojistik destek beklediklerini ifade etti. Erdoğan, Suriyeli'lerin Türkiye sınırları içinde kurulan çadır kentlerde insanca yaşamadıklarını belirterek, "Bir yere kadar bu işe katlandık, katlanıyoruz. Bu yükü sadece biz mi çekeceğiz? Bu tür zulme kusura bakmayın biz vesile olamayız Oldu oldu, olmadı kapıları açmak zorunda kalırız" dedi.
40 MİLYAR DOLAR HARCADIK
Şu ana kadar bizim yaptığımız harcamalar 40 milyar doları buldu. Avrupa Birliğinden bizim bütçemize gelmiyor, nereye geliyor? Uluslararası kuruluşlara geliyor. 3 milyar Euro gibi bir destek geldiği ifade ediliyor. Bizimki çok daha farklı bir konumda. Bunlar verdikleri sözleri tutmadı. Biz ise verseler de vermeseler de bu adımı atmaya devam edeceğiz. Güvenli hale getirdiğimiz yerlere dönen Suriyeli sayısı bakın 350 bini buldu. Ama biz bunu yeterli bulmuyoruz. Biz diyoruz ki öyle bir güvenli bölge oluşturalım ki bunu sayın Trump'la da, Putin'le de, Merkel'le de, İngiltere ile de konuştuk. Gelin dedik iz burada adeta konut yapalım. Bu konutlara da bunları taşıyalım. Eğer böyle bir şey yaparsak biz de Türkiye olarak rahatlamış oluruz. Şimdi düşünün bizde konteyner kentler var. Ama buralarda insanca yaşama gibi bir durum söz konusu değil. Bir taraftan insanca yaşamak ve yaşatmaktan bahsedeceksiniz, bir taraftan güvenli bölge teklifimize 'çok güzel bir teklif' diyeceksiniz, tamam gelin bize lojistik ve mali destek verin, buralara süratle Trump’ın 30 km derinlik bölgede bu binaları yapalım. Böylece insanca yaşama imkânını onlara sağlayalım. Güzel bir teklifse hadi verin, başlayalım bu işe. Ama yok. Biz kovalamaya devam edeceğiz. Niçin? Ülkemizde 3 milyon 650 bin Suriyeli var. Çünkü İdlib tehdidi var. Bunu dışında Afganistan tehdidi var. Bir taraftan geliyor, diğer taraftan geri gönderiyoruz. Bu durum bizi farklı bir yere götürebilir. Böyle oldu oldu, olmadı kapıları açmak zorunda kalırız. Destek verecekseniz verin. Bir yere kadar bu işe katlandık, katlanıyoruz. Bu yükü sadece biz mi çekeceğiz? Kusura bakmayın bu tür zulme biz vesile olamayız. Siz de bakalım nasıl taşınırmış bir görün. Bugün burada söylüyorum Avrupa Birliği başta olmak üzere, dünyadan olması gereken desteği alamadık, almak için de bunu yapmak zorunda kalabiliriz. Tabi bu işleri yoluna koyana kadar desteğimizi vermeye devam edeceğiz."
40 MİLYAR DOLAR HARCADIK
Şu ana kadar bizim yaptığımız harcamalar 40 milyar doları buldu. Avrupa Birliğinden bizim bütçemize gelmiyor, nereye geliyor? Uluslararası kuruluşlara geliyor. 3 milyar Euro gibi bir destek geldiği ifade ediliyor. Bizimki çok daha farklı bir konumda. Bunlar verdikleri sözleri tutmadı. Biz ise verseler de vermeseler de bu adımı atmaya devam edeceğiz. Güvenli hale getirdiğimiz yerlere dönen Suriyeli sayısı bakın 350 bini buldu. Ama biz bunu yeterli bulmuyoruz. Biz diyoruz ki öyle bir güvenli bölge oluşturalım ki bunu sayın Trump'la da, Putin'le de, Merkel'le de, İngiltere ile de konuştuk. Gelin dedik iz burada adeta konut yapalım. Bu konutlara da bunları taşıyalım. Eğer böyle bir şey yaparsak biz de Türkiye olarak rahatlamış oluruz. Şimdi düşünün bizde konteyner kentler var. Ama buralarda insanca yaşama gibi bir durum söz konusu değil. Bir taraftan insanca yaşamak ve yaşatmaktan bahsedeceksiniz, bir taraftan güvenli bölge teklifimize 'çok güzel bir teklif' diyeceksiniz, tamam gelin bize lojistik ve mali destek verin, buralara süratle Trump’ın 30 km derinlik bölgede bu binaları yapalım. Böylece insanca yaşama imkânını onlara sağlayalım. Güzel bir teklifse hadi verin, başlayalım bu işe. Ama yok. Biz kovalamaya devam edeceğiz. Niçin? Ülkemizde 3 milyon 650 bin Suriyeli var. Çünkü İdlib tehdidi var. Bunu dışında Afganistan tehdidi var. Bir taraftan geliyor, diğer taraftan geri gönderiyoruz. Bu durum bizi farklı bir yere götürebilir. Böyle oldu oldu, olmadı kapıları açmak zorunda kalırız. Destek verecekseniz verin. Bir yere kadar bu işe katlandık, katlanıyoruz. Bu yükü sadece biz mi çekeceğiz? Kusura bakmayın bu tür zulme biz vesile olamayız. Siz de bakalım nasıl taşınırmış bir görün. Bugün burada söylüyorum Avrupa Birliği başta olmak üzere, dünyadan olması gereken desteği alamadık, almak için de bunu yapmak zorunda kalabiliriz. Tabi bu işleri yoluna koyana kadar desteğimizi vermeye devam edeceğiz."