Çin, Türkiye'nin İthalat Politikalarını DTÖ'ye Şikayet Etti

Çin Halk Cumhuriyeti, Türkiye'nin uyguladığı bazı ithalat politikalarını Dünya Ticaret Örgütü'ne (DTÖ) şikayet etti. Bu şikayet, Türkiye'nin özellikle otomobil ithalatında uygulanan ek vergilerin, DTÖ kurallarına aykırı olduğu iddialarıyla gündeme geldi.

Türkiye, geçen haziran yerinde Çin'den ithal edilen tüm otomobillere ek vergi uyguluyordu. Bu uygulama, Türkiye'de yüksek satış süreçlerine ulaşan Çinli otomobil koşullarına olumsuz etkilerde bulunurken, Çin hükümetinde durum tepkisi gösterdi.

Geçtiğimiz ay, Türkiye'nin şarj edilebilir hibrit araçlara yönelik sunduğu yeni ek vergiler, Çin'in ticaret otoriteleri tarafından "ayrımcı önlemler" olarak değerlendirildi.

Çin Ticaret Bakanlığı, bu nedenle Türkiye'yi DTÖ'ye şikayet etti ve Türkiye'nin kayıt altına alınmasına ilişkin DTÖ kurallarına aykırı davranıldığını belirtti. Bakanlık, ek vergilerin korunmasını bir önlem olarak nitelendirerek ifade ederek, Türkiye'nin bu hatalı kaçakçılığı engellemesini talep etti.

Çin'in şikayeti üzerine DTÖ, iki ülke arasındaki ticari anlaşmazlıkları inceleme süreci başlattı. DTÖ'nün "uyuşmazlık oranları" kapsamında konsültasyon yapılması bekleniyor.

Bu süreç, Türkiye ve Çin'in takipçilerinin görüşerek ayrışmalarına olanak tanıyacak. Sonuç olarak bir uzlaşı sağlanamazsa, DTÖ daha ileri adımlar atarak anlaşmazlığın çözümünde daha aktif rol alabilir.

Türkiye'nin bu yeni vergi politikaları, sadece Çinli üreticiler değil, aynı zamanda yerel otomobil pazarını da destekliyor. Türkiye'de otomobil fiyatlarının yükselmesi, piyasaya sürülmesine ve yerli otomobil üreticilerinin rekabet gücünün artmasına yol açabiliyor.

Ancak, bu tür koruma önlemleri uzun vadeli ticaretin olumsuz yönde olması ve iki ülke arasındaki ekonomik bağların zayıflamasına neden olabilir.

Sonuç olarak, Çin'in DTÖ'ye yaptığı şikayet, yalnızca iki ülke arasındaki ticari ilişkiler değil, aynı zamanda küresel ticaret dinamiklerini de zayıflatacak önemli bir gelişme olarak değerlendiriliyor.

Türkiye'nin bu süreci izleyeceği strateji, hem iç ekonomi hem de uluslararası ilişkiler açısından büyük önem taşıyor.