BM'de Tarihi Karar: İsrail'in 12 Ay İçinde İşgal Altındaki Topraklardan Çekilmesi Talep Edildi

Filistin'in Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'na sunduğu ve İsrail'in işgal altındaki topraklardan 12 ay içinde çekilmesini öngören karar tasarısı, tarihi bir sonuçla kabul edildi. Filistin'in ilk kez sunduğu bu karar tasarısı, 14 ülkenin karşı oyuna rağmen 124 oyla kabul edildi.

Oylamada ABD, İsrail, Çek Cumhuriyeti, Arjantin, Macaristan, Fiji, Malavi, Mikronezya, Nauru, Palau, Papua Yeni Gine, Paraguay, Tonga ve Tuvalu ret oyu veren ülkeler arasında yer aldı. 43 ülke ise çekimser kaldı.

Filistin'in BM Daimi Temsilciliği, Mayıs ayında BM Genel Kurulu'nda elde ettiği ilave hakların ardından bu tasarıyı sundu. Karar tasarısı, "İşgal altındaki Doğu Kudüs ve işgal altındaki Filistin topraklarının geri kalanındaki yasa dışı İsrail eylemleri" başlığı altında oylamaya sunuldu.

Tasarı, İsrail'in işgal altındaki Filistin topraklarından derhal çekilmesini ve bunu, kararın kabulünden sonraki 12 ay içinde gerçekleştirmesini talep ediyor. Ayrıca, İsrail'in yeni yerleşim yeri faaliyetlerini durdurması, mevcut yerleşim yerlerinden çekilmesi ve işgal altındaki topraklarda neden olduğu zararı telafi etmesi gerektiği belirtiliyor.

Kabul edilen tasarıda, İsrail'in Uluslararası Adalet Divanı (UAD) kararları doğrultusunda işgali sonlandırması ve tüm yasa dışı yerleşim faaliyetlerini durdurması isteniyor.

Tasarının kabulüyle birlikte, tüm üye ülkelerden uluslararası hukuk çerçevesinde yükümlülüklerini yerine getirmeleri, İsrail'in oluşturduğu yasa dışı durumu kabul etmemeleri ve gerekli yaptırımları uygulamaları talep ediliyor. Ayrıca, Filistin'in kendi kaderini tayin etme hakkını desteklemeleri ve İsrail'e yardım etmeleri bekleniyor.

Oylamanın ardından, tasarının kabul edilmesi Filistin için diplomatik bir zafer olarak değerlendiriliyor. Ancak, İsrail ve destekçileri tarafından kararın uygulanabilirliği konusunda şüpheler dile getiriliyor.

ABD ve diğer ret oyu veren ülkeler, kararın İsrail'in güvenliğini tehdit ettiğini öne sürüyor. Öte yandan, Filistin ve destekçileri, kararın uluslararası hukuk açısından önemli bir adım olduğunu ve İsrail'in işgal politikalarının son bulması gerektiğini vurguluyor.

İsrail'in bu karara nasıl yanıt vereceği ve uygulamada hangi adımları atacağı ise uluslararası gözlemciler tarafından yakından takip edilecek. Tasarının kabulü, Filistin ve İsrail arasındaki gerilimi daha da artırabilir ve bölgedeki diplomatik dinamikleri yeniden şekillendirebilir.