Birleşmiş Milletler'den Kripto Para Suçlarına Karşı Acil Uyarı: Güneydoğu Asya'da Riskler Artıyor

Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Bürosu (UNODC), kripto para kullanımının Güneydoğu Asya'da organize suç faaliyetleri için giderek daha tehlikeli bir araç haline geldiğini belirtti. Yeni yayımlanan rapor, lisanssız finans hizmetlerinin ve yüksek riskli kripto para işlemlerinin artış gösterdiği bölgeyi uyararak, hükümetlerin ve uluslararası toplumun acilen harekete geçmesi gerektiğini vurguladı.

UNODC'nin raporu, bölgede faaliyet gösteren yasadışı finans kuruluşlarının organize suç örgütleriyle olan yakın ilişkilerini ortaya çıkardı. Özellikle kimliği açıklanmayan bazı kuruluşların, Kuzey Koreli hacker grubu Lazarus gibi ABD’nin yaptırım uyguladığı örgütlerle yüz milyonlarca dolarlık işlem gerçekleştirdiği tespit edildi. Bu durum, bölgenin hem güvenliği hem de ekonomisi için büyük bir tehdit oluşturuyor.

UNODC’nin bölge temsilcisi Masood Karimipour, bölgedeki hükümetlere çağrıda bulunarak, kripto para yoluyla işlenen suçların yalnızca yerel değil küresel bir tehdit olduğunu ve bu tehdide karşı derhal önlemler alınması gerektiğini dile getirdi. Raporda, kripto paraların özellikle kara para aklama ve dolandırıcılık gibi suçları kolaylaştırdığı, yetkililerin bu yeni teknolojilere karşı yeterince hazırlıklı olmadığı ifade edildi.

Dolandırıcılık yöntemlerindeki çeşitlilik de raporda dikkat çekici bir konu olarak ele alındı. Kimlik hırsızlığı, sahte iş teklifi dolandırıcılıkları, varlık geri kazanım dolandırıcılığı ve hedefli kimlik avı saldırıları gibi pek çok suç yöntemi tespit edildi. Ayrıca, yapay zeka ve diğer ileri teknolojilerin kötü amaçlı kullanımı da suçluların daha karmaşık yöntemlerle dolandırıcılık yapmalarına olanak sağladı.

Raporda yer alan bulgular, bölgesel ekonominin ve güvenliğin bu suç faaliyetleri yüzünden tehlike altında olduğunu gösteriyor. Birleşmiş Milletler, bu tehdidi bertaraf etmek için uluslararası iş birliğinin ve daha sıkı yasal düzenlemelerin gerekliliğini vurgularken, Güneydoğu Asya ülkelerinin ve küresel aktörlerin nasıl bir yol izleyeceği ise merak konusu.