AK Parti’nin 25. Dönem Erzincan Milletvekili Talha Erol Durmaz istifa ettiğini duyurdu. Sosyal medya hesabından açıklama yapan Talha Erol “Kısa da olsa bir dönem milletvekilliğini yaptığım, kuruluşundan beri yapmış olduğu hayırlı işlerle iftihar ettiğim ve destek verdiğim, sevincinde sevindiğim, üzüntüsünde üzüldüğüm, milletin kendi özünden oluşan ve gözünden esirgediği AK Parti’den; Bir dönem Genel Başkanlık ve 3 yıla yakın Başbakanlık yapmış olan Sayın Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu'nun ve yol arkadaşlarının ihraç istemiyle disiplin kuruluna sevkedilmesi gerekçesiyle organik ve duygusal bağımı keserek istifa etmiş bulunuyorum” dedi.
AK PARTİ'DE NELER OLUYOR?
Ekonomiden Erdoğan’ın yaşadığı politik sıkışmalarına ve yeni parti girişimlerine kadar geniş bir yelpazeye dair yorum yapan Yetkin, “Davutoğlu, Erdoğan cephesine sanılandan fazla endişeye neden oluyor” dedi ve sıkıntının boyutunun büyük olduğunu söyledi.
Yetkin’in kendi sitesi yetkinreprot.com’da yayınladığı “Ateş bacayı sarınca: Demirtaş’tan Davutoğlu’na, İmamoğlu’na dek” başlıklı yazısında yer alan değerlendirmelerden satır başları şöyle:
Şimdi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sıkıntıyı aşmak için hem de “radikal” bir kabine değişikliği yapacağı konuşulmaya başlandı yeniden. Sözü uzatmanın alemi yok: Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın yerini koruduğu, ya da etkin görevde kaldığı bir kabine değişikliği iç siyaset odaklarından dış yatırımcılara dek çoğu kişinin gözünde yok hükmünde olacaktır. Oysa Ankara’nın dinamikleri Erdoğan ve aile çevresinin, güçlü bir kurban vermeme ruh halinde olduğunu gösteriyor.
İmamoğlu’nun CHP ile HDP arasında, Kemal Kılıçdaroğlu’nun geçen haftaki HDP heyetiyle görüşmesi ardından kurduğu köprünün AK Parti’de yol açtığı rahatsızlık da ortada. Erdoğan, MHP lideri Devlet Bahçeli ile yakınlaştıkça, özellikle Doğu ve Güneydoğuya yapılan atamalarda MHP etkisi daha çok konuşuldukça Kürt seçmen AK Partiden soğuyor olabilir.
SIKINTI SANILANDAN BÜYÜK
AK Parti’nin önceki Başbakanlarından Ahmet Davutoğlu’nun 7 Haziran-1 Kasım (2015) terörle mücadele defterlerinden söz etmesi Kürt seçmenin AK Parti’den soğumasını hızlandırabilir. Öyle anlaşılıyor ki sadece bu nedenden değil sert eleştirel söylemi nedeniyle de Davutoğlu, Erdoğan cephesine sanılandan fazla endişeye neden oluyor. 1 Eylül’de Davutoğlu’nun memleketi Konya’da yapılan ve beklentilerin gerisinde kalan Konya mitinginden bir gün sonra ak parti yönetiminin Davutoğlu ve üç arkadaşını kesin ihraç talebiyle disipline vermesi yaşanan sıkıntının boyutunu gösteriyor.
Ali Babacan ve ekibi ise sessiz ve derinden gidiyor.
Erdoğan, parti içi sıkıntılarla başa çıkabilmek için eski yol arkadaşlarını tasfiye ettikçe etrafında giderek daha yetersiz siyasilerden oluşan bir ekip kalıyor, Erdoğan savunma güdüsüyle MHP’ye daha çok yaklaşıyor, yaklaştıkça daha çok kişiyi yanından uzaklaştırıyor ve döngü böylelikle kısır hale geliyor.
Sadece bu durum bile HDP eş-Genel-Başkanı Sezai Temelli’nin “seçime hazırlanın” çağrısına kuşkuyla yaklaşmamıza neden oluyor.
AK PARTİ'DE NELER OLUYOR?
Ekonomiden Erdoğan’ın yaşadığı politik sıkışmalarına ve yeni parti girişimlerine kadar geniş bir yelpazeye dair yorum yapan Yetkin, “Davutoğlu, Erdoğan cephesine sanılandan fazla endişeye neden oluyor” dedi ve sıkıntının boyutunun büyük olduğunu söyledi.
Yetkin’in kendi sitesi yetkinreprot.com’da yayınladığı “Ateş bacayı sarınca: Demirtaş’tan Davutoğlu’na, İmamoğlu’na dek” başlıklı yazısında yer alan değerlendirmelerden satır başları şöyle:
Şimdi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sıkıntıyı aşmak için hem de “radikal” bir kabine değişikliği yapacağı konuşulmaya başlandı yeniden. Sözü uzatmanın alemi yok: Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın yerini koruduğu, ya da etkin görevde kaldığı bir kabine değişikliği iç siyaset odaklarından dış yatırımcılara dek çoğu kişinin gözünde yok hükmünde olacaktır. Oysa Ankara’nın dinamikleri Erdoğan ve aile çevresinin, güçlü bir kurban vermeme ruh halinde olduğunu gösteriyor.
İmamoğlu’nun CHP ile HDP arasında, Kemal Kılıçdaroğlu’nun geçen haftaki HDP heyetiyle görüşmesi ardından kurduğu köprünün AK Parti’de yol açtığı rahatsızlık da ortada. Erdoğan, MHP lideri Devlet Bahçeli ile yakınlaştıkça, özellikle Doğu ve Güneydoğuya yapılan atamalarda MHP etkisi daha çok konuşuldukça Kürt seçmen AK Partiden soğuyor olabilir.
SIKINTI SANILANDAN BÜYÜK
AK Parti’nin önceki Başbakanlarından Ahmet Davutoğlu’nun 7 Haziran-1 Kasım (2015) terörle mücadele defterlerinden söz etmesi Kürt seçmenin AK Parti’den soğumasını hızlandırabilir. Öyle anlaşılıyor ki sadece bu nedenden değil sert eleştirel söylemi nedeniyle de Davutoğlu, Erdoğan cephesine sanılandan fazla endişeye neden oluyor. 1 Eylül’de Davutoğlu’nun memleketi Konya’da yapılan ve beklentilerin gerisinde kalan Konya mitinginden bir gün sonra ak parti yönetiminin Davutoğlu ve üç arkadaşını kesin ihraç talebiyle disipline vermesi yaşanan sıkıntının boyutunu gösteriyor.
Ali Babacan ve ekibi ise sessiz ve derinden gidiyor.
Erdoğan, parti içi sıkıntılarla başa çıkabilmek için eski yol arkadaşlarını tasfiye ettikçe etrafında giderek daha yetersiz siyasilerden oluşan bir ekip kalıyor, Erdoğan savunma güdüsüyle MHP’ye daha çok yaklaşıyor, yaklaştıkça daha çok kişiyi yanından uzaklaştırıyor ve döngü böylelikle kısır hale geliyor.
Sadece bu durum bile HDP eş-Genel-Başkanı Sezai Temelli’nin “seçime hazırlanın” çağrısına kuşkuyla yaklaşmamıza neden oluyor.