AB Yönetimi, İsrail'e Yaptıkları Ateşkes Çağrısının Ciddiye Alınmadığını İtiraf Etti

Avrupa Birliği (AB) yönetimi, Gazze’de 7 Ekim tarihinden bu yana 41,534 masum sivilin hayatını kaybettiği İsrail'e yaptıkları ateşkes çağrısının dikkate alınmadığını kabul etti. Son iki haftadır Lübnan'a yoğun saldırılar düzenleyen İsrail'in, Hizbullah’a karşı yürüttüğü operasyonda 540 insanın hayatını kaybettiği bildiriliyor.

Fransa'nın öncülüğünde yapılan ortak ateşkes çağrısına, ABD, AB, Avustralya, Kanada, Almanya, İtalya, Japonya, Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri de katıldı. Açıklamada, "Lübnan ile İsrail arasında 8 Ekim 2023'ten bu yana devam eden durum tolere edilemez ve kabul edilemez, daha büyük bir bölgesel gerilim riski teşkil ediyor" denildi.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, "Fransa, Lübnan'ın yeni bir Gazze olmasına karşı çıkıyor" ifadeleriyle İsrail'in Gazze ve Lübnan’daki saldırılarına yönelik eleştiride bulundu.

Lübnan Başbakanı Necib Mikati, geçici ateşkes sağlanması yönündeki ortak çağrıyı memnuniyetle karşıladı ancak asıl önemli olanın, İsrail'in uluslararası kararları uygulamaya bağlı kalması olduğunu vurguladı. Buna rağmen, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, 21 günlük geçici ateşkes teklifini reddetti ve ordusuna Lübnan'a yönelik saldırılara devam etme talimatı verdi.

AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, "daha fazla güç İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’yu durduramaz" diyerek duyduğu üzüntüyü dile getirdi. Ancak bu ifadeler, İsrail hükümeti tarafından sert bir şekilde karşılandı ve Borrell, antisemitizmle suçlandı.

Son üç haftada yoğunlaşan saldırılar nedeniyle 200 binden fazla kişi, güney İsrail sınırındaki evlerini terk etmek zorunda kaldı. Bu durum, ateşkes çağrılarının başarısız olması ve uluslararası kamuoyundaki savaş söylemleriyle birleşince bölge halkında endişeleri artırdı. İnsanlar, olası büyük bir savaş öncesi güvenli bir yer arayışıyla başkent Beyrut'a sığınmaya başladı.

AB'nin ateşkes çağrısının ciddiye alınmaması, uluslararası ilişkilerde yeni bir krize yol açabilir. Bu durum, hem İsrail hem de Lübnan halkı için ciddi bir tehdit oluşturmaktadır.