İspanya'da Anti-Turizm Hareketi Şiddetini Arttırıyor

İspanya'da, son zamanlarda turizm karşıtı aktivistlerin aralıkları artırdığı protestolara sahne oluyor. Bu saldırganlar, kitlesel turizmin yarattığı olumsuz etkiler ve yerel yaşam koşullarının kötüleşmesi nedeniyle, giderek daha radikal eylemler planlıyorlar. Aktivistler, doğal güzelliklerin kapatılması ve kiralık araçların ateşe ilişkin işlemleri gibi eylemlerle dikkat çekiyorlar. Bu eylemler, kitlesel turizme karşı artan yerel tepkilerin bir sonucu olarak ortaya çıkıyor.

İspanya'nın popüler tatil beldelerinden biri olan İbiza, son dönemde bu tür tepkilerin yoğun bir şekilde yaşandığı biri haline geldi. Özellikle, Es Vedra gibi ünlü manzara noktaları, yerel halk hastalıkları nedeniyle halkalanıyor. İbiza'da, onun akşam binlerce turistin dağları arasında batmakta olan güneşi izlemek için geldiği bu popüler artık ürünlere erişim mümkün değil.

Arazi sahipleri, kalabalıkların sürekli olarak bu bölgeleri istila ettiğinden bıktıklarını ve bu nedenle erişim sınırlamasını kesmediklerini belirttiler. Manzara zirvesi asılan "Özel Mülk. Erişim Kısıtlı." İbaresi ise, bölgeye girmemeleri konusunda net bir uyarı yapıyor.

Ancak bu tür tepkiler sadece İbiza ile sınırlı kalmadı. Geçen hafta Tenerife'de öfkeli aktivistler kiralık araçları ateşe vererek, ayırdıklarıne karşı öfkelerini gösterdiler. İnternette yayılan görüntülerde, maskeli kişiler, sıklıkla tercih ettikleri Costa Adeje bölgesinde yaklaşık 20 kiralık aracı yakarak protestolarını gerçekleştirdi. Aktivistler, turizm sektörü, yerel halkın evlerinden gelen yüksek kiralar ve yaşam maliyetlerinin artması gibi ekonomik sorunların körüklediğini savunuyor.

Anti-turizm hareketi, yalnızca İspanya ile sınırlı kalabilir. Portekiz, İtalya ve Fransa gibi diğer Güney Avrupa ülkelerindeki benzer protestolar toplantısı. Bu hareketin öncülerinden biri olan "Turizm Küçültülmesi için Mahalle Meclisi" adlı grup, Güney Avrupa'daki diğer eylemlerle güç birliği yaparak, ayrılane karşı bir ağ yoğunlaşmayı hedefliyor. Bu ağ, yerel halkın yaşadığı topluluklara dikkat çekmek amacıyla uluslararası bir zirve düzenlemeyi planlıyor.

Özellikle geçen yaz yaşanan büyük gösteriler, kitle turizminin etkilerine karşı öfkenin ne denli arttığını gösteriyor. Ocak ayında, Tenerife'deki bir dizi protesto sırasında, çığlıklara yönelik şok edici bir yazı ortaya çıktı: "Bir turisti öldürdü." Bu tehdit, yerel halkın aşırı kalabalıklaşmaya ve yaşam biçiminin değişmesine karşı aşırılığın boyutlarını gözler önüne serdi. Bölgede yaşayan bir yerel, tatilcilerin artan bölgesel yaşam koşullarında şiddetli olumsuz bozulmaları ve çevrenin büyük zararları dile getirildi. Ayrıca Adalılar değişim ve saygı için çaresizlik içinde bir çözüm aradıklarını ancak buna rağmen şiddet içeren eylemlerin onları haklı çıkarmayacağını belirtti.

Geçen ekim yerinde, özgür protestocu Tenerife'nin Troya Plajı'nı kullanarak, parçalara ayırmaya karşı bir dizi pankart açıldı. "Daha çok turist, daha çok sefalet" ve "Kanarya Adaları satılmadı" gibi sloganlar atan göstericiler, tatilcileri rahatsız ettiler. Plajdaki ayrılmalar, bu olayların sürprizleriyle izlediler. Protestocular, Las Americas'taki en popüler plajlardan birine inerek, davul çalmalar ve düdükler öttürerek sahil boyunca yürüdüler.

Tüm bu gelişmeler, Güney Avrupa'daki tatil beldelerinin turizmle ilişkilerini yeniden değerlendirmeyi öneriyor. Yerel bölgelerdeki yaşamın savunan ve turizmin yaratıcı olumsuz etkilerini vurgulayan bu hareketin, turizm sektörü ve yerel halk arasındaki dengeyi nasıl etkileyeceği merak konusu. Aktivistlerin eylemleri, sürekli tatil planlarını yapacakları için de önemli bir uyarı ile taşınıyor.