İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Belediyenin Saraçhane'deki merkez binasında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevapladı. İmamoğlu'na gelen ilk soru, ''Eski Genel Sekreter Hayri Baraçlı, istifasıyla yönetim kurulu başkanlığı ve üyeliğinin otomatik olarak düştüğünü söyledi. Genel sekreter yardımcılarının da cuma günü genel kurul süreçleriyle ilgili bütün işlemleri tamamlayıp, istifa ettiklerini belirtti. Bu açıklamalar hakkında neler söyleyeceksiniz?' oldu.
"NEDEN CUMA KONUŞMAMI BEKLEDİLER"
"Niçin Cuma? Benim konuşmamı mı beklediler? Biz mazbatayı alalı neredeyse 1 aya yaklaşıyoruz. Niçin Cuma? Kimse milletin aklıyla oynamasın. Bizim burada aradığımız, ahlak ve iyi niyet. Bakın ben, İBB Başkanıyım. 5 milyona yakın oy almış bir insanım. 16 milyonun hesap soracağı kişiyim. Dolayısıyla, cuma günü ben açıklama yapıyorum ve o günün akşamında istifalar ediliyor. O günün akşamında kendisi açıklama yapıyor. Bu işin bir ahlaki tarafı var. İnsanlara biz tebligat gönderiyoruz. Bir an önce genel kurulları yapın ki, biz kendi ekibimizle sürece hakim olalım. Niye? İBB'nin bütçesinin 3'te 2'si İştiraklerde. Bu millet bize hesap soracak. Paramız nasıl kullanılıyor? Gerçekten İstanbul lehine mi kullanılıyor?
İkincisi biz, kim istifa etti etmedi, oradan bilgi alamıyoruz. Dolayısıyla siz, tamamen iyi niyetli olmayan bir davranışla, size şirketlerin kuruluş yönetmeliğinin verdiği yetkiyle, 45 günlük sürenin tamamını kullanıyorsunuz. Neredeyse Ağustos ayının sonuna doğru genel kurul kararları alıyorsunuz. Niçin? Bir hafta 10 gün sonraya alın. Yazıktır, günahtır. Neyi kaçırıyorsunuz? Orada nasıl bir sistem yönetiyorsunuz?7
"BENDEN HESAP SORULACAK"
Bakın bu millet İstanbul'un konsolide bütçesinin neredeyse üçte ikisinin içinde olduğu İştirakler üzerinden benden hesap soracak. Ben, şu anda sürece hakim değilim. Bu kadar net. Onun için bize yazı yazmayı bıraksın. Ben iş ahlakına ve insanlara dönük saygısına yönelik bir mesaj verdim. Bak ne güzel karşılığını buldu. O akşam 6 üst düzey yönetici iştirak yönetim kurullarından istifa etti. Konuşmasak daha kaç hafta duracaktı? Genel kurula kadar duracaktı. İkincisi, genel kurul belirlenirken 45 günlük sürenin tamamının kullanılarak gün belirlenmesinin altında yatan bence altında iyi niyet olmayan bir davranış. Bu davranış halen devam ediyor. Üçüncüsü, bu yazıları yazıyorsunuz. Sorsunlar bakalım kendine, kimin danışmanı, özel kalemi hala yönetim kurullarında. Niye duruyorlar orada kendi danışmanları, özel kalemi? Niye istifa etmiyorlar? Birinden talimat mı bekliyorlar?
"HERKESİ DEŞİFRE EDECEĞİM"
İBB'nin her anını, her kuruşunu, her faaliyetini İstanbullularla paylaşacağım. Onlar gibi kapalı kutu bir sistem oluşturmayacağım. Paylaşacağım. Bu hafta salı, çarşamba hamleleri göreceğim. Genel kurul yapılmadıktan sonra da herkesi deşifre edeceğim. Milletinin malının üstüne oturmasınlar kardeşim. Ben hala aynı sözümdeyim. Bir hafta içinde karar alsınlar, genel kurulları yapalım. Ekibimizi oraya getirelim. Ve millet bizden hesap sormaya başlasın. Bakın bugün 15 Temmuz. 23 Haziran'dan bir hafta sonra 1 ay bitmiş olacak. Kimin malı bu.
Biz millete her kuruşuyla ilgili hesap vermek istiyoruz. Baraksın gitsinler, kadroları oluşturalım, işimize bakalım. Bakın Ankara'da yüz gün geçmiş, belki daha fazla. Belediye başkanı şirketlerin kaçına isim atayabilmiş. Ya nedir bu direnç? Milletin malı, belediye başkanından hesap soracaklar. İstanbullulara buradan sesleniyorum; İstanbullu İBB ile ilgili benden başka birinden hesap soracak mı? Hayır. O zaman millet kararını vermiştir, bıraksınlar gitsinler işimize bakalım. Bir avuç insanın, milletin buradaki hakkına iradesine karşı durmasına biz müsaade etmeyeceğiz.''
"SİYASİ BİR İRADE Mİ TALİMAT VERİYOR?"
İmamoğlu, ''İstifalardan ne zaman haberiniz oldu? Bir de görev ilişikliğinin kesildiğine dair bir yazı göndermeniz gerekiyormuş. Gönderdiniz mi'?" sorusuna ise, ''Bunlar teknik işler. Gayet tabii bizim arkadaşlarımız takip ediyorlar. Ben iyi niyetten bahsediyorum. Cuma günü akşamı istifa etti, Cumartesi haberim oldu. Bu işin bütününe bakıyorum ben. Yönetim kurulu toplantısına katılan arkadaşlarım var. 12 yönetici geldi, diğerleri gelmedi. Zabıta marifetiyle çağrı yaptım. Sorduğum soruyu söyleyeyim. Benim sorularım orada da burada da net. Kişisel iradenizle mi hala orada duruyorsunuz? Siyasi bir irade mi size talimat veriyor? Bakın bu soruyu orada sordum. Hiçbir cevap almadım. Ama alana kadar her ikisine de cevap verilmiş gibi algılarım.
"ŞAHSIMA DEVRALMIYORUM"
İmamoğlu, ''Genel sekreter ve yardımcılarının yönetimde oldu şirketlerden başka İştirakler de var. Oralardaki süreçler ne durumda?" sorusunu da ''Aynı, aynı anlayışla son ana kadar kullanma çabası. Ağustos'un 23, 25, 28'ine genel kurul kararı alma çabası. Nedir bu? 40-45 gün daha orada duracaksınız? Niçin? Kendi şirketin değil. Ben sizden şahsıma devralmıyorum. O bakımdan orada artık kimin durduğunun bir önemi yok. Suç duyurusunda bulunacağım. Hakkımdır, değildir. Suç duyurusunda bulunacağım. Tarihe not düşeceğim. Afişe edeceğim, millete anlatacağım. Ben çünkü öyle söz verdim insanlara. Benimle ilgili değil. Millete ait bir varlığın korunması süreci. Millete ait bir yeni yönetim anlayışıyla buluşma süreci. Hesap verme sürecinin başlanması. Dolayısıyla gün gün bu konuları aktaracağım. Suç duyurusunda bulunacağım, afişe edeceğim gerekirse. Sabırla bekliyorum. Cuma günü konuştum, bir karşılık buldu. Bugün de konuşuyorum, umarım yine bir karşılık bulur. Bulmadı devam edeceğim konuşmaya'' şeklinde yanıtladı.
"NEDEN CUMA KONUŞMAMI BEKLEDİLER"
"Niçin Cuma? Benim konuşmamı mı beklediler? Biz mazbatayı alalı neredeyse 1 aya yaklaşıyoruz. Niçin Cuma? Kimse milletin aklıyla oynamasın. Bizim burada aradığımız, ahlak ve iyi niyet. Bakın ben, İBB Başkanıyım. 5 milyona yakın oy almış bir insanım. 16 milyonun hesap soracağı kişiyim. Dolayısıyla, cuma günü ben açıklama yapıyorum ve o günün akşamında istifalar ediliyor. O günün akşamında kendisi açıklama yapıyor. Bu işin bir ahlaki tarafı var. İnsanlara biz tebligat gönderiyoruz. Bir an önce genel kurulları yapın ki, biz kendi ekibimizle sürece hakim olalım. Niye? İBB'nin bütçesinin 3'te 2'si İştiraklerde. Bu millet bize hesap soracak. Paramız nasıl kullanılıyor? Gerçekten İstanbul lehine mi kullanılıyor?
İkincisi biz, kim istifa etti etmedi, oradan bilgi alamıyoruz. Dolayısıyla siz, tamamen iyi niyetli olmayan bir davranışla, size şirketlerin kuruluş yönetmeliğinin verdiği yetkiyle, 45 günlük sürenin tamamını kullanıyorsunuz. Neredeyse Ağustos ayının sonuna doğru genel kurul kararları alıyorsunuz. Niçin? Bir hafta 10 gün sonraya alın. Yazıktır, günahtır. Neyi kaçırıyorsunuz? Orada nasıl bir sistem yönetiyorsunuz?7
"BENDEN HESAP SORULACAK"
Bakın bu millet İstanbul'un konsolide bütçesinin neredeyse üçte ikisinin içinde olduğu İştirakler üzerinden benden hesap soracak. Ben, şu anda sürece hakim değilim. Bu kadar net. Onun için bize yazı yazmayı bıraksın. Ben iş ahlakına ve insanlara dönük saygısına yönelik bir mesaj verdim. Bak ne güzel karşılığını buldu. O akşam 6 üst düzey yönetici iştirak yönetim kurullarından istifa etti. Konuşmasak daha kaç hafta duracaktı? Genel kurula kadar duracaktı. İkincisi, genel kurul belirlenirken 45 günlük sürenin tamamının kullanılarak gün belirlenmesinin altında yatan bence altında iyi niyet olmayan bir davranış. Bu davranış halen devam ediyor. Üçüncüsü, bu yazıları yazıyorsunuz. Sorsunlar bakalım kendine, kimin danışmanı, özel kalemi hala yönetim kurullarında. Niye duruyorlar orada kendi danışmanları, özel kalemi? Niye istifa etmiyorlar? Birinden talimat mı bekliyorlar?
"HERKESİ DEŞİFRE EDECEĞİM"
İBB'nin her anını, her kuruşunu, her faaliyetini İstanbullularla paylaşacağım. Onlar gibi kapalı kutu bir sistem oluşturmayacağım. Paylaşacağım. Bu hafta salı, çarşamba hamleleri göreceğim. Genel kurul yapılmadıktan sonra da herkesi deşifre edeceğim. Milletinin malının üstüne oturmasınlar kardeşim. Ben hala aynı sözümdeyim. Bir hafta içinde karar alsınlar, genel kurulları yapalım. Ekibimizi oraya getirelim. Ve millet bizden hesap sormaya başlasın. Bakın bugün 15 Temmuz. 23 Haziran'dan bir hafta sonra 1 ay bitmiş olacak. Kimin malı bu.
Biz millete her kuruşuyla ilgili hesap vermek istiyoruz. Baraksın gitsinler, kadroları oluşturalım, işimize bakalım. Bakın Ankara'da yüz gün geçmiş, belki daha fazla. Belediye başkanı şirketlerin kaçına isim atayabilmiş. Ya nedir bu direnç? Milletin malı, belediye başkanından hesap soracaklar. İstanbullulara buradan sesleniyorum; İstanbullu İBB ile ilgili benden başka birinden hesap soracak mı? Hayır. O zaman millet kararını vermiştir, bıraksınlar gitsinler işimize bakalım. Bir avuç insanın, milletin buradaki hakkına iradesine karşı durmasına biz müsaade etmeyeceğiz.''
"SİYASİ BİR İRADE Mİ TALİMAT VERİYOR?"
İmamoğlu, ''İstifalardan ne zaman haberiniz oldu? Bir de görev ilişikliğinin kesildiğine dair bir yazı göndermeniz gerekiyormuş. Gönderdiniz mi'?" sorusuna ise, ''Bunlar teknik işler. Gayet tabii bizim arkadaşlarımız takip ediyorlar. Ben iyi niyetten bahsediyorum. Cuma günü akşamı istifa etti, Cumartesi haberim oldu. Bu işin bütününe bakıyorum ben. Yönetim kurulu toplantısına katılan arkadaşlarım var. 12 yönetici geldi, diğerleri gelmedi. Zabıta marifetiyle çağrı yaptım. Sorduğum soruyu söyleyeyim. Benim sorularım orada da burada da net. Kişisel iradenizle mi hala orada duruyorsunuz? Siyasi bir irade mi size talimat veriyor? Bakın bu soruyu orada sordum. Hiçbir cevap almadım. Ama alana kadar her ikisine de cevap verilmiş gibi algılarım.
"ŞAHSIMA DEVRALMIYORUM"
İmamoğlu, ''Genel sekreter ve yardımcılarının yönetimde oldu şirketlerden başka İştirakler de var. Oralardaki süreçler ne durumda?" sorusunu da ''Aynı, aynı anlayışla son ana kadar kullanma çabası. Ağustos'un 23, 25, 28'ine genel kurul kararı alma çabası. Nedir bu? 40-45 gün daha orada duracaksınız? Niçin? Kendi şirketin değil. Ben sizden şahsıma devralmıyorum. O bakımdan orada artık kimin durduğunun bir önemi yok. Suç duyurusunda bulunacağım. Hakkımdır, değildir. Suç duyurusunda bulunacağım. Tarihe not düşeceğim. Afişe edeceğim, millete anlatacağım. Ben çünkü öyle söz verdim insanlara. Benimle ilgili değil. Millete ait bir varlığın korunması süreci. Millete ait bir yeni yönetim anlayışıyla buluşma süreci. Hesap verme sürecinin başlanması. Dolayısıyla gün gün bu konuları aktaracağım. Suç duyurusunda bulunacağım, afişe edeceğim gerekirse. Sabırla bekliyorum. Cuma günü konuştum, bir karşılık buldu. Bugün de konuşuyorum, umarım yine bir karşılık bulur. Bulmadı devam edeceğim konuşmaya'' şeklinde yanıtladı.